Üniversitemiz Hukuk
Fakültesi tarafından “12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u
Anma Günü” konulu konferans düzenlendi. Kocatepe Konferans Salonu’nda
gerçekleşen etkinliğe akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler katıldı.

Saygı Duruşu ve
İstiklal Marşı ile başlayan program, konuşma ve sunumlarla devam etti.
Programın açılış konuşmasını Hukuk Fakültemizden Dr. Öğr. Üyesi Reyhan Tuhan
Boz yaptı. Dr. Öğr. Üyesi Reyhan Tuhan Boz, “Hafızalı beşer, nisyan ile
malûdür. Yani İnsan hafızasının kusuru, unutmaktır. İnsan gördüğü iyiliği, ders
çıkarması gereken hatalarını gözleri önünde gerçeklesen zulmü ibret alınacak
nice vakıayı unutabilmek hastalığına yakalanmıştır. Bugün yalnız bir milli
marsın resmîleşmesinin sene-i devriyesi kutlanmaktadır. Bugün kendi
varlıklarını gelecek kuşakların özgürlüklerine feda eden kahraman bir neslin,
asla unutulmayacağının nişanesi İstiklal Marşımızın kabulü vesilesiyle
tarihimize olan borcumuzu hatırlama günüdür.” diye konuştu.

Hukuk Fakültesi
Dekanımız Prof. Dr. Mustafa Avcı, “Öğrencilerimizle böyle anlamlı bir günde bir
arada olmaktan mutluluk duyuyorum. Değerlerimize sahip çıkmak adına öğrenci topluluğumuza
ve Sayın Adnan Hocamıza çok teşekkür ederim. Derslerde de hep vurguluyorum. Siz
hukuk öğrencisiniz, toplumun örnek insanları olacaksınız, olmalısınız.
Dolayısıyla bu mesuliyetin, bu yükün altında olduğunuzu bilin, hissedin diye
bunu söylüyorum. Mehmet Akif Ersoy, örnek alacağınız en önemli değerlerden
biridir.” dedi.

İstiklal Marşı’nın
işgalin ve ümitsizliğin ortasında yazıldığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Adnan
Küçük, “12 Mart 1921 tarihinde Osmanlı Devleti çok büyük felaketler yaşamış ve
müstemleke güçler; dönemimizde ‘medeni, insancıl, hukuk devleti, demokrasi,
insan hakları, hukukun üstünlüğü vs. gibi ’evrensel değerlerle bütünleştirilen,
böyle algı oluşturulan, her türlü insani değerlerin sahibi olduğu söylenen,
Akif'in ‘Tek kişi kalmış canavar’ dediği o batılı ülkeler Osmanlı'yı
parsellemek, Osmanlı'yı dağıtmak ve yok etmek için bir proje başlatmışlar. Bu
proje kapsamında çeşitli toprak parçalarımız kaybedilmiş, Yunanistan,
Bulgaristan gitmiş, Arap devletlerinin birçoğu bizden bu dönemde kopmuştu.
Silahların ancak yüzde biriyle düşmanı alt eden bir ruh vardı bizim askerlerimizde.
Bu ruh, dünyada emsal olmayan bir ruh ve gençlerimize, neslimize, milletimize
bu ruhu öğretmeniz, yaşatmanız lazım. Dolayısıyla İstiklal Marşı'nın gerisinde
bu ruh var. Sadece Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve diğer savaşlarda vermiş
olduğumuz o mücadelelerde hasıl olan o ruhun biz İstiklal Marşı'na yansıdığını
görüyoruz. Yani bu devletin ve bu milletin varlığı yokluğu sürecinin yaşandığı
bir ortamda İstiklal Marşı yazılmış. Peki bu marş nasıl yazılacak? Bu marşı kim
yazacak? Çünkü yani zahiren, görünürde ümitsizliğin en üst düzeye çıkabileceği
bir ortam var ve bu ümitsizlik ortamında bazı insanlar yabancıların mandalarını
kabul edelim, himayesini kabul edelim demişler vesaire bir sürü seçenekler
konuşulmuş. İşte bu zeminde korkma sözünü bu millete aşılayacak bir ortama
ihtiyaç duyulmuş. İşte bunu sağlamak üzere İstiklal Marşı yazılmıştır.” diye
konuştu.

Prof. Dr. Adnan Küçük,
“Bu ülke bize bedava ihsan edilmedi. Bu ülkeyi biz bedava muhafaza etmedik.
İstiklal Harbi'nde öyle bize altın tepsiyle sunulmadı. Biz bu bedelleri
bilmezsek, bu ülkenin kıymetini, değerini bilmezsek, İstiklal Marşı’ndaki o
ruhu anlamazsak, yaşamazsak, ruhumuzun derinliklerinde hissetmezsek, birileri
bu vatanı ne yapar? Böler de parçalar da yıkar da. Ne diyor merhum Akif?
‘Sahipsiz olan vatanın batması haktır, eğer sen sahip olursan bu vatan
batmayacaktır.’ Biz bu vatana bu kıymetiyle, değeriyle, dünyada üzerimize
üşüşen bu saldırılara karşı ne yapmamız gerekiyor? Sahip çıkmamız gerekiyor.”
dedi.

Program, öğrencilerin
sorularının cevaplandırılmasıyla sona erdi.

